DERVİŞ HIRKASI
Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.
Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır.
Ve ona sorar;
Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?
Derviş kendini savunur;
-Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim.
-Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı.
-Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım.
-Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı. Ben suçsuzum, der.
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki;
-Bak, bu adam da haklı.
-Sen niye kaçmadın?
-O sana sinsice yaklaşmamış.
-Sen hakkını savunabilirdin.
-Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?
Kuş kendini savunur:
-Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım.
-Avcı olsaydı hemen kaçardım.
-Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez.
-Bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.
Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister.
-Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın! diye emreder.
Kuş o anda;
-Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın, diyerek öne atılır.
-Neden diye sorar Hz. Süleyman.
Kuş sebebini şöyle açıklar;
-Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar...
-Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın...
-Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasınlar.